Türk hukukunda kişiler evlenmeden önce evlilik sözleşmesi yapabilirler. Yapılacak evlilik sözleşmesinin yabancılar için olması veya Türk vatandaşları için olmasının hukuki olarak bir farkı yoktur. Yabancılar için yapılan evlilik sözleşmesinin de geçerli olabilmesi için kanuni şartların çok sıkı olarak uygulanması gereklidir.

Kanuni dayanak Türk Medeni Kanunu ;
“Madde 203- Mal rejimi sözleşmesi, evlenmeden önce veya sonra yapılabilir. Taraflar, istedikleri mal rejimini ancak kanunda yazılı sınırlar içinde seçebilir, kaldırabilir veya değiştirebilirler.” Kanuni şartlar içinde yapılmayan sözleşemler geçersizdir.

Bu açıdan bakacak olursak evlilik sözleşmesi yapılması için dikkat edilmesi gereken kanuni çok sıkı şartlar vardır. Evlilik sözleşmesi adı altında kişiler filmlerde görmeye alışık olduğumuz tarzda belirlemeler,şartlar veya maddeler kendi aralarında düzenleyemezler.

Evlilik sözleşmesi ile nafaka durumu kararlaşıtılabilir mi?
-Hayır, nafaka kişiye sıkı sıkıya bağlı haklardandır, kişiler kendilerinin nafaka hakkı olsa bile, kişiye sıkı sıkıya bağlı olan haklardan anlaşma yaparak vazgeçemezler.Boşanma sonrasında aranızda “nafaka istememe” anlaşması olsa bile kişiler nafaka talebinde bulunabilirler.

Kişi evlilik sözleşmesi ile ;
*Çocuk sayısını
*Birbirlerine kötü davranılması halinde evliliğin sona ereceğini
*Boşanma halinde kimsenin birbirine nafaka ödemeyeceklerine
*Aldatma halinde boşanma olacağına
*Boşanma durumunda kadın/erken diğer eşe çoçukların velayetini bırakmayı kabul edeceği

gibi durumların evlilik sözleşmesinde kararlaştırılması mümkün değildir. Evlilik sözleşmesine bu durumların yazılması evlilik sözleşmesinin geçerliliğine halel getirecektir. Bu tarz ifadeler kesin olarak hükümsüzdür, tarafları rahatlamak veya karşı tarafa korku vermekten başka bir işe yaramaz. Hukuki olarak mahkemeler önüne gidildiğinde usulüne uygun olarak yapılmayan evlilik sözleşmesi ile sonuç alınamaz.

Evlilik sözleşmesi ile kişiler neye karar verebilir?

Evlilik sözleşmesi kısaca kişilerin özgür olarak yapmış oldukları ve evlilikte-evlilik sonrası-evlilik öncesi mallarının nasıl paylaşılacağı,tasarruf edileceğinin karar verildiği bir sözleşmedir. Kısacası evlilik sözleşmesi kişilerin maddi konuları kararlaştırdıkları bir sözleşmedir. Zira boşanma durumunda gerçekleşen mal paylaşımı davasında yapmış olduğunuz evlilik sözleşmesi kesin delil olarak kullanılacak ve mal paylaşımı davası yapmış olduğunuz sözleşmeye göre görülecektir. Mal paylaşımı davasında yapılan sözleşmeye göre hakim malların paylaşımını yapacaktır.

Evlilik sözleşmesi ile kişiler mal rejiminin seçimine karar verebilir. Kişiler evlilik sözleşmesi (Mal rejimi sözleşmesi) ile evlilik öncesi mallarının ve evli iken alacakları malların nasıl paylaşılacağına karar verdikleri bir sözleşmedir.

Mal rejimleri ve evlilik sözleşmesi ilişkisi;

Türk Medeni Kanunu 01.01.2002 tarihinde yürürlüğe girmiştir. Bu kanuna göre kişiler evlenirken yasal mal rejimi olan “edinilmiş mallara katılma rejimi” ne tabi olurlar. Eğer evlilik öncesi bir mal rejimi seçimi yapılmaz ise evli çiftler kanunen otomatik olarak edinilmiş mallara katılma rejimini kabul etmiş sayılırlar. Evlilik sözleşmesini kişiler yasal olarak seçilen bu mal rejimine tabi olmak istemediklerinde yaparlar.

Edinilmiş mallara katılma rejimi nedir?: Bu rejime göre kişiler evlenmeden önceki malları paylaşmazlar, evlilik içinde aldıkları malları paylaşırlar. Bu mal rejiminde iki çeşit mal vardır, edinilmiş mallar ve kişisel mallar. Eşler edinilmiş malları yarı yarıya paylaşırlar, ancak kişisel malları paylaşma imkanları yoktur. Boşanma sonrasında mal paylaşımında eşler kişisel mallarını saklamaya devam ederler.

Kişisel mallar nelerdir?
1- Eşlerden yalnız birinin kişisel kullanımına ait, (kıyafetler,günlük kullanım eşyaları, araba ve ev bu katogoride değerlendirilmez)
2- Evlenme öncesinde eşlerden birine ait mal varlıkları veya evlenme sırasında miras yoluyla, bağış yoluyla elde edilmiş mallar
3- Manevi tazminat alacakları

Diğer kanuni mal rejimleri;

Mal ortaklığı rejimi : Eşlerin kanunen kişisel malları dışındaki bütün mallar ortak olarak sayılır, eşlerin mallar üzerinde tek başlarına tasarruf yetkilerinin bulunmadığı kabul edilir. Tüm gelirler ve varlıklar ortak olarak paylaştırılır.
Mal ayrılığı rejimi: MK 242-243 maddelerinde düzenlenmiştir. Bu mal rejiminde her eş kendi adına kayıtlı olan mal varlığına sahip olur. Evlilik boyunca edinilmiş mallar kimin adına kayıtlı ise onun olmaya devam eder. Ancak bu rejimde de eşler yapmış oldukları katkıları ispatladıkları ölçüde diğer eşten talep edebilir.
Paylaşımlı mal ayrılığı rejimi: Paylaşımlı mal rejiminde temelde karı kocanın ayrı mal varlığına sahip olması esasına dayanır. Ancak Ailenin ortak kullanımı ve yararına özgüllenmiş mallar için eşler ortak kabul edilir. Kısacası eğer eşler evlilik birliği içerisinde beraber bir mal almışlarsa, eşler kendi katkılarını ispatlayarak katkıları oranında para alabilecektir.